Yaz Nihayet Geldi!

Tabiatın bütün güzelliklerinden faydalandığımız, denizin, güneşin doyasıya tadını çıkardığımız yaz mevsimi sonunda bizleri kucakladı. Yalnızca yaz mevsimindeyiz diye bile şükrederken, bir de üstüne tadına doyamadığımız meyveler, balkonda kurulmuş sofralar, etrafta açan çiçekler, cıvıldayan kuşlar bizi karşıladı. Düşünüyoruz da, yaz mevsimi bu dünyada cenneti yaşama halimiz midir?

Pandeminin esintilerini hala içimizde hissettiğimiz bu yaz mevsimi haliyle bir öncekinden farklı geçecek. Daha izole yerlerde, daha az sosyalleşerek kendimizi mevsimin kollarına bırakacağız. Bu iyi bir seçenek gibi görünmese de, aslında bir durup düşününce, tam da ihtiyacımız olan bu değil mi? Evlerimizde kaldığımız bu süreçte fiziksel olarak dinlenme fırsatı bulsak da, zihinlerimiz çok yoruldu. Kendimizle baş başa kalmaya, her şeyden uzaklaşmaya ve bunları unutmaya ihtiyacımız var.

Kontrollü normalleşme bizlere aslında unuttuğumuz bir etkinliği hatırlattı. Kamp yapmak! Daha doğrusu, insanın kendini doğaya vermesi. Monoton şehir hayatından bir parça soyutlanmak, güneşin doğuşuyla kaybolan yıldızları izlemek, ateş üzerinde pişmiş bir yemek, kuş cıvıltıları...

Biz bu yaz için çok heyecanlıyız, Hecha’ları sırtımıza atıp kampın keyfini çıkartacağız! Peki ya siz?

← Önceki yazı Sonraki yazı →